16-08-2020- Demokrat Kocaeli Gazetesi
8 milyarlık dünya nüfusunun yarısı aktif sosyal medya kullanıcısı
durumunda.
Ortalama sosyal medyada geçirilen saat: “6” …
Yani günün dörtte biri.
83 milyon insanın yaşadığı ülkemizde, 54 milyon birey aktif sosyal
medya kullanıcısı.
Ülkemizde, sosyal medyada geçirilen vakit dünya ortalamasının
üzerinde: “7 buçuk” saat…
SOSYAL MEDYA SİTELERİNİN KULLANICI SAYILARI
YouTube: 2 milyar
Facebook: 1,95 milyar
İnstagram: 928,5 milyon
Snapchat: 381,5 milyon
Twitter: 339,6 milyon
Rakamlar, sosyal medyanın geldiği noktayı gözler önüne seriyor.
Uzmanlar bağımlılık konusunda uyarıyor:
“Sosyal medyada çok vakit geçiren kişi için uzun süreli mutluluğun,
neşenin ve derin hislerin yerini yüzeysel ve anlık duygular alır.
Kişi zamanla gerçek hayatta emek ve sabır gerektiren kalıcı ve derin
deneyimlerden uzaklaşmaya başlar”
BAĞIMLILIĞA GİDEN YOLLARIN 3 BASAMAĞI
1. Dozunda Kullanım: Zararı yok. “Yerinde zamanında
dozunda” kuralı bu konuda da geçerli.
2. Kötüye Kullanım: Zarar görme dönemi… Yine de bağımlı
sayılmıyor bu süreçte.
3. Bağımlılık: Kontrol kişiden çıkar. Kişi vakti olmasa da sosyal
medyada vakit geçirir. Onsuz yapamaz. Günlük en basit işi
bile onu kullanmadan yapamaz hale gelir.
SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ
Bu kadar çok insanın, yadsınamayacak kadar günlük vakit geçirdiği
bu alana çeki düzen verilmesi gerekiyordu.
Meclisten geçen sosyal medya düzenlemesini dört maddeyle
özetlersek:
1. Artık kimse bana rahat rahat küfür edemeyecek, özgürlüğüm
kimse tarafından taciz edilemeyecek.
2. Ben nasıl devlete vergi ödüyorsam, sosyal medya şirketleri
de verecek.
3. Sosyal medya şirketleri Türkiye’de ofis açmak zorunda
olacak ve ben şikâyetlerimi kolayca iletebileceğim
4. Türkiye Cumhuriyeti yasaları benim için nasıl geçerliyse
sosyal medya şirketleri için de geçerli olacak.
5. Sosyal medya kapanmayacak, haklarım korunacak.
AHİR ZAMANIN BÜYÜK NİMETİ
Saniyeler içerisinde istediğimiz her konuda, en doğru bilgiye ulaşmak
ne muhteşem bir nimet.
Şeytan bu nimeti zulmet haline çevirmek istiyor.
Uyanık olmak zorundayız.
Müslüman, sosyal ağların kendisini esir etmesine izin vermez.
İnternet başında, ne kadar vakit geçireceğine ve bu süre içerisinde
hangi amaç doğrultusunda neler yapacağına aklını ve vicdanını
kullanarak karar verir.
Bu nimeti kötü emellerine alet edenler yok mu?
DERİN SAHTEKÂRLIK: “DEEPFAKE”
Yapay zekâ korkutucu gelişmelere ön açmaya başladı.
Bunlardan bir tanesi de “deepfake” (derin sahte) videoları…
Yapay zekâ ile montajlanan videolar.
Gerçek ile sahte arasındaki ince çizgi bulanıklaşıyor.
Bir kişinin yüzünü başkasının vücuduna yerleştiren, hatta sesini
birebir benzeten bu sahte videolar şimdilik gençler arasında eğlence
aracı olarak kullanılıyor.
Lâkin kötü niyetli insanlar; kişilerin itibarına yönelik suikast videoları
çekmeye başladılar bile.
Barack Obama, Putin ve Merkel bu şekilde sahte videoları çekilen
siyasiler arasında.
İstedikleri kişiye istedikleri şeyi söyletebiliyorlar.
Teknoloji devleri gerçek ve sahte videoları birbirinden ayır
edebilmek için milyonlarca doları gözden çıkarmış durumdalar.
Uygulama sayesinde, 30 – 60 adet arasında fotoğraf ve birkaç video
ile herhangi bir insanın yüz, beden mimikleri ve sesi tanımlanıp, bir
başka kişiye entegre edilebiliyor.
Bir sabah uyandığınızda patronunuzun ya da CEO’nuzun hiç
bulunmadığı bir yerde, hiç söylemediği sözleri ya da davranışları
içeren ‘derin sahte’ bir videosu ile karşılaşmanız işten bile değil.
Sonuç olarak teknoloji her geçen gün etki alanını arttırıyor.
Artık görmek inanmak değildir…
Köşe Yazılarım
- YAVAŞLA
12 Haziran 2021
- VİDEO SAHTEKÂRLIĞI:“DEEPFAKE”
12 Haziran 2021
- TEŞKİLATÇILIĞIN “T” Sİ
12 Haziran 2021
- “SÜPER İNSAN” DÎNİ: TRANSHÜMANİZM
12 Haziran 2021
- SOSYAL MEDYADA TAKILMAK APTALLAŞTIRIYOR MU?
12 Haziran 2021
- SİBER ÂLEMDE VÂR OLMAK YA DA YOK OLMAK
12 Haziran 2021
- MAHİR İZ HOCANIN LİYÂKAT ÖLÇÜSÜ
12 Haziran 2021
- GELECEĞİN MESLEĞİ: “HAYAT BOYU ÖĞRENME”
12 Haziran 2021
- HER GÜN 25 SAYFA OKURSAK
12 Haziran 2021