14-02-2021-Demokrat Kocaeli Gazetesi
Teknoloji, hayatın bir gerçeği. Kendini geliştirmek için
kullanıldığında çok faydalı.
“Benim hayatım kadar” bilgiye sahip bir insanın, edindiği
tecrübe ve mâlumatı sıkıştırmış halde yarım saatlik bir video ile
YouTube hesabından paylaşması ve bundan bizim istifade
etmemiz muhteşem bir nimet.
Yıllar önce, “şöyle dizinin dibine oturup bir saat dersinden
istifade etsem” diye hayal ettiğim insanlar bir tık ötede artık.
Bilgiye çok çabuk ulaşabiliyoruz.
Dijital dünyanın iki yönü var: birincisi “hakikat”, ikincisi “haz”
… İnternetin de ırmakları ya nur akıyor, ya nâr(ateş) …
İnsanın iç âlemi de öyle değil mi? Bir yönümüz “Mûsa”, bir
yönümüz “Firavûn”… Mûsa, içimizdeki iyi duyguların temsilcisi;
Firavun ise, bizi devamlı kötülüğe sevk eden nefsimizin
karşılığı…
SOSYAL MEDYA “KULLANMAKTAN” KORKMAYIP,
“KULLANILMAKTAN” KORKMALIYIZ.
Problem olan konu; “sosyal medyada şuursuzca takılmak”.
Bu şekilde takılmak insanı git gide “aptallaştırıyor”.
İnsanlık, dijital dünya tarafından rehin alınmış durumda.
Yaşanılan her güzel ânı “paylaşmamak”, bir eksiklik sanki…
Teknoloji ve internete erişim sağlanamaması huzursuzluk
sebebi. İnternetin çıkmaz sokaklarında kaybolup, istikametini
kaybetmemek gerçekten bir meziyet.
İnsan hodgâmlaştı, bencilleşti, sadece kendini düşünür hale
geldi. “Kontrolsüz ve ölçüsüz teknoloji kullanımı”, insanı
gerçeklikten koparıp, sosyal bağlarını zayıflattı.
Âhiret unutuldu; hayâ, iffet, mahremiyet gibi kavramlar
zayıfladı.
E-DİYET YA DA DİJİTAL DETOKS
Uzmanlar; “eğer siz de her an e-postalarınızı kontrol ediyor, akıllı
telefonunuzla uyuyup onunla uyanıyor, sosyal medyada uzun saatler
harcıyorsanız sizin de “dijital detoks” zamanınız gelmiştir.” diye
uyarıyor.
Teknoloji bağımlılığına karşı alternatif bir çözüm önerisi. E-diyet diye
isimlendirenler de var.
Sosyal medyada haber akışlarını öyle planlıyorlar ki hiç dibini
görmeden saatlerini geçirebiliyorsun. Devamlı işaret ya da
başparmağı ile telefon ekranını aşağıya doğru ittiriyor sistem.
Tam bağımlılık.
Sonu olmadığı için, devamlı aşağıya doğru kaydırıyorsun.
Sonunda hiçbir neticeye varılamayan bir alışkanlık haline
geliyor.
“Bakıp çıkarım” diye girilen bu âlemde, dört saat sonra
Meksika’da kedi köpek kavgasını izlerken buluyorsun kendini.
Kollu kumar makineleri da bu mantıkla kişiyi bağımlı yapıyor.
Yeni umut hissi; “bu sefer karşıma ne çıkacak acaba”
düşüncesi kişiyi kumara daha çok meylettiriyor. İnsanlar
gerçek hayatta bulamadıkları umutları, o makinanın kolunda
arıyorlar.
Hiçbir şeye dikkatini yoğunlaştıramayan insanlara dönüştük.
Dostlarımızla bir araya geldiğimizde onlara vakit ayıramıyoruz.
Herkesin gözü telefonda oluyor.
Narsizmi tetikliyor. Kabaca tabirle, kişi “kendisine âşık
olmaya” başlıyor. Sürekli mutlu anlarını paylaşmak istiyorsun.
Sanki hiç depresif olmuyormuşsun gibi. “Like” lar tek motive
kaynağı haline gelmiş durumda.
İnsanlar beni görsün, beni beğensin dürtüsü nedeniyle,
gittiğimiz yerlerin tadını çıkartamıyoruz. Çünkü ilk önce orayı
paylaşmamız ve beğenilmemiz gerekiyor.
Çevre faktörü çok önemli. İnsan; en yakın beş arkadaşının
özelliklerinin ortalamasıdır. Bunu sosyal medyaya uyarlarsak;
insan en çok takip ettiği beş hesabın ortalamasıdır.
Uyuyan insanları takip uyku, uyanık insanları takip uyanıklık
getirir.
ZAMANI DOĞRU KULLANMAK SANATTIR
Hayatta en çok imrendiğim insanlar, zaman yönetiminde başarılı
olanlar. Gerçekten çok zor, ama elzem bir ilim; “zaman yönetimi”
Değer verdiğim iki aydının tespitleriyle yazımıza son verelim:
“Kötü beslenme sadece gıdayla olmuyor. Zihnimizi çöple
dolduran ve dikkatimizi derin/güzel olandan alıkoyan her
çabuk mesaj, her gönderi de bizi kötü besliyor. Beynimize ne
yedirdiğimize dikkat edelim ve sıkı bir ‘malumat diyeti’ne
girelim. Gözü ve gönlü yararsız işten sakınalım.” (Kemal Sayar)
“Bir dil öğren, bir kitap oku, bir şiir ezberle, bir konu araştır,
bir güzel yer gez, bir iyi insanla tanış, bir iyilik düşün, bir
hayata dokun, bir yazı yaz, bir hayal kur veya anlamlı başka bir
çaba koy ortaya. Yaşama; küçük de olsa, bir mum yakmadığın
her gün karanlıktasın.(Ferhat Kardaş)
Köşe Yazılarım
- YAVAŞLA
12 Haziran 2021
- VİDEO SAHTEKÂRLIĞI:“DEEPFAKE”
12 Haziran 2021
- TEŞKİLATÇILIĞIN “T” Sİ
12 Haziran 2021
- “SÜPER İNSAN” DÎNİ: TRANSHÜMANİZM
12 Haziran 2021
- SOSYAL MEDYADA TAKILMAK APTALLAŞTIRIYOR MU?
12 Haziran 2021
- SİBER ÂLEMDE VÂR OLMAK YA DA YOK OLMAK
12 Haziran 2021
- MAHİR İZ HOCANIN LİYÂKAT ÖLÇÜSÜ
12 Haziran 2021
- GELECEĞİN MESLEĞİ: “HAYAT BOYU ÖĞRENME”
12 Haziran 2021
- HER GÜN 25 SAYFA OKURSAK
12 Haziran 2021