Büyükşehirler çocuklar için cezaevi.
Kimsenin kimseyi tanımadığı binalarda yaşanıyor hayatlar.
Enerjilerini boşaltacak zeminlerden mahrum, çocuklar…
Kendilerini ispat edecekleri ortamları yok. Sanal ortamda üç
krallık kuran, anne babası tarafından markete bile
gönderilmeyen çocuklar.
Çocuğun saygı ihtiyacı var, çevresindeki büyükler bu ihtiyacı
karşılamıyor. O ise, sanal âlemde klan (boy) beyi ve ona saygı
duyan adamları mevcut.
Zamanında büyüklerimiz bizi sokaktan toplamakta
zorlanıyordu, şimdi ise biz çocuklarımızı ekran başından
almakta zorlanıyoruz.
Covid-19 pandemisinin dünyayı kasıp kavurduğu karantina
günlerinde çocuklarımız iyiden iyiye ekrana bağlandılar.
Ebeveynler devamlı telkinde; “o telefonu kapat”, “televizyonu
kapat”, “tableti bırak”…
Sanki kendisi ekrana bağlı yaşamıyor, sanki kendisi çevrimiçi
değil.
Eylemleri ile söylemleri farklı olan ebeveynlerin karizması
çizilmiş durumda.
Rol model olması gerekenler, “devamlı öğüt veren”
konumundalar.
Maç izleyen baba, çocuğa ders yap diyor.
İnternetten dizi izleyen anne, çocuğa kitap oku telkininde
bulunuyor
Ne kadar güzel bir dünya ya…
“Sözü söylenmiş olmaktan kurtarmak lazım!” diye bir tespit
var. Çok beğeniyorum bu ifadeyi.
Yani, “söz yaşandığı vakit hem kendine hem başkasına faydalı
olur.”
Anne baba alternatif oluşturmadı ki, çocuk değerlendirsin.
Evin içinde ekransız saatler uygulaması başlatıp muhabbet
ortamı oluşturmanın derdi olmalı.
Ekran karşısında kaldıkça empati yeteneğimizi kaybediyor ve
çocukların dünyasından uzaklaşıyoruz.
Sabah kalktığımızda ilk yaptığımız iş telefon ekranına bakmak,
akşam yatmadan son yaptığımız iş yine aynısı. Çevrimiçi
hayatlar…
Yüz yüze muhabbet ne kadar büyük nimetmiş. Yavrularının
yüzüne günde beş dakika bakmayan, ama ekranlara en az beş
saat bakan yetişkinler mevcut.
Televizyon bağımlısı bir nesil, akıllı telefon bağımlısı başka bir
nesilden şikâyetçi…
Hayatı babasından şöyle öğrenmiş bu nesil; sabah işe gidilir,
akşam dönülür. Televizyon açılır. Yatana kadar televizyon
izlenir.
EKRANIN PANZEHİRİ AKRANDIR
Çocuk, yaşıtlarıyla buluşacak. Oyun oynayacak. Bağ kuracak.
Bağ kurdukça bağımlıktan uzaklaşacak.
Gençlerin, teknolojiyi sadece kullanan değil, teknolojiyi
üreten bireyler haline gelmesi için ciddi bir çaba sarf etmek
gerekiyor.
Psikolog Mehmet Dinç’in tespitleriyle yazımıza son verelim:
“Kişi uykusunu mutlaka yeteri kadar alacak, sporunu yapacak,
beslenmesine dikkat edecek, zihnine yatırım yapacak,
düşünecek, okuyacak, yazacak, sosyal anlamda ilişkilerine
yatırım yapacak, yakın ve derinlikli ilişkileri olacak, psikolojik
anlamda yeteneklerini geliştirmek için de çalışmalar yapacak.
Bunları yaptıktan sonra ne kadar internet kullanırsa kullansın.
Bunları yapmak içinde interneti kullanıyorsa helali hoş olsun o
tarz bir kullanım bağımlılık yapmaz.
İnsan, kendine yatırım yapma meselesini, ihtiyaçlarını doğru
bir şekilde gerçek hayattan karşılama meselesini atlamadığı
zaman internet bağımlısı olması zordur.”
Köşe Yazılarım
- YAVAŞLA
12 Haziran 2021
- VİDEO SAHTEKÂRLIĞI:“DEEPFAKE”
12 Haziran 2021
- TEŞKİLATÇILIĞIN “T” Sİ
12 Haziran 2021
- “SÜPER İNSAN” DÎNİ: TRANSHÜMANİZM
12 Haziran 2021
- SOSYAL MEDYADA TAKILMAK APTALLAŞTIRIYOR MU?
12 Haziran 2021
- SİBER ÂLEMDE VÂR OLMAK YA DA YOK OLMAK
12 Haziran 2021
- MAHİR İZ HOCANIN LİYÂKAT ÖLÇÜSÜ
12 Haziran 2021
- GELECEĞİN MESLEĞİ: “HAYAT BOYU ÖĞRENME”
12 Haziran 2021
- HER GÜN 25 SAYFA OKURSAK
12 Haziran 2021