BAŞARIYI KUTSAYAN, AHLÂKI HAFİFE ALAN MUTSUZ İNSANLAR

15-03-2020  -Demokrat Kocaeli Gazetesi

Dalai Lama Budist liderlerin genel adı.

Başöğretmen, ruhâni lider olarak görülüyorlar.

Son Dalai Lama Tenzin Gyatso başarı ve ahlak üzerine önemli
bir sözü var:

“Gezegenin daha fazla başarılı insana ihtiyacı yok.

Aksine bu dünyanın acilen ve her türden barışçı, iyileştirici,
onarıcı, öykücü ve sevgi dolu insanlara ihtiyacı var.

Kendi ışığını yakıp kendisi gibi başkalarını da aydınlatabilen
insanlara ihtiyaç var.

Kendi benliğindeki tüm olumsuzlukları (kibir, kıskançlık, öfke,
kin, fitne, fesat, EGO gibi) dönüştürüp içindeki sevgi enerjisini
açığa çıkararak yaratılanı yaratandan ötürü sevmeye başlayan
ve bu sevgi ile karşısındakini iyileştirebilen insanlara ihtiyaç
var.

Tüm bunlar ise bilmek ile başlıyor”

***

Popüler kültüre başkaldırı var bu cümlede…

“Başarıyı kutsayan”, “neye mal olursa olsun başarılı olmalısın”
baskısı kuran kültür.

“Birilerinin üzerine basmanın” ve “birilerinin hakkını yemenin”
doğal karşılandığı kültür.

“Bir insan için her yol yürünebilir olduysa o insan
kaybolmuştur”.

Bu kültürün insanı, çıkmaz sokakta ve mutsuz.

Ruh sağlığı açısından sıkıntı yaşıyorlar.

Bizim kültürümüzde, insanlar değerleriyle ayakta durur, ahlaki
vasıflarıyla mutlu olurlar.

***

BEDENİN HASTALIĞI AYRI, AKLIN HASTALIĞI AYRI, KALBİN
HASTALIĞI AYRI
Kişinin bedeni bir virüs kaptı ise, uzmanlar tedavi eder.

Aklen hasta olanlara, mahallenin delisi deriz. Onlara sosyal
alanın içinde idare eder, bereket vesilesi sayarız. Modern
psikoloji ise bu tür aklen hasta olanları hastaneye kapatır,
onlara deli damgası vurur.

Bir de kalbin hastalığı vardır ki, mutlu olmak isteyen bu alana
yönelmelidir.

ABD de yayımlanan bir iş dergisi şöyle bir tespitte bulunmuş:
“Hristiyanlık dünyasının yedi ölümcül günahı, iş dünyasının
yedi vazgeçilmez değeri haline gelmiş durumda.”

Nedir bu günahlar; kibir, şehvet, oburluk, açgözlülük,
tembellik, öfke, haset…

***

DÜNYANIN AHLAKLI İNSANA İHTİYACI VAR.
Dünyamızın başarılı insanlardan ziyade, daha ahlaklı insanlara
ihtiyacı var.

Başarılı olmak ahlaklı olmaya engel olmamalı.

Ahlak olmadan kazanılan başarı insanı zayıflatıyor. İşe
yararlılığını ortadan kaldırıyor.

Ahlak insana bir iç huzur verir; o huzur öyle bir seviyeye gelir ki
hiçbir güç onu ayartamaz.

Ne vaat ederseniz edin, yanlış bulduğu bir yöne sapmaz.

Bu ruh halini Yunus Emre şöyle anlatır : “Ballar balını buldum
kovanım yağma olsun”.

Araba uçak yat olmadan insan yaşayabilir. Ama ahlak olmadan
yaşayamaz.

Onu yitiren atom bombası yapıp insanlığı öldürür ya da intihar
bombacısı olup canavarlaşır.

“Ahlak mutluluğun kaynağı: mutlu olmak isteyen iyilik
yapsın” diyor, Aristo

Nurettin Topçu da ahlak konusuna kafa yormuş bir fikir adamı.

“İnsan hür olmalı ve sorumluluk almalı, ahlaklıyım davasını
güdüyor ise ahlaksızlık karşısında duruş sergilemeli” diyor.

Yani iyi olmak yetmiyor, zulme ve adaletsizliğe karşı tepki
göstermek gerek.

“İnsan olan bunu yapmaz değil, insan olan bunu yaptırmaz “

İyilik yapmak ne kadar ahlakın meselesi ise, kötülüğe engel
olmak da ahlakın meselesi.

Ahlaksızlık karşısında toplu şekilde tepki koyan toplumlar,
iradelerini eğitmiş toplumlar haline gelir.

İrade kavramı önemli. İradeyi terbiye ettikçe güçleniyor insan.
“Cehennem olsa göğsümüzde söndürürüz” cümlesi bu gücün
sembol cümlelerinden.

SANAL DÜNYAYA DİKKAT!
Uzmanlar devamlı mutluluk pozu verenlerin, gerçekte mutsuz
olduklarını söylüyor.

Instagram paylaşımları yapay.

Doğallıktan uzaklaştıkça ahlaki zemin kayıyor.

AHLAK, KİŞİ DEĞİLDİR
Ne demek bu?

Yani ahlak anlamında örnek aldığımız insanlar bazen ahlaksızlık
gösterebilirler.

Hiç kimseyi olağanüstü hale getirmeyelim ki, en küçük
hatasında hayal kırıklığına uğramayalım.

İnsan bu, beşer ve şaşabilir.

Bu nedenle ahlaktan ya da ahlaklı insanlardan soğursak
kaybederiz.

SON SÖZ
Ahlak dindarlık değil insanlıktır.

İslamiyet’in temeli insaniyettir.

Bu vasfa haiz olanda dindarlık var ise, nûrun alâ nûr olur .